Thursday, January 1, 2009

Adalet Ağaoğlu’nun “aydın” tarifi!

Ermenilerden özür kampanyasına imza atan edebiyatçı Adalet Ağaoğlu geçen Cumartesi beni aradı.
Tv programım Her Açıdan’da Azeri kökenli Türk tarihçi Prof. Dr. Aygün Attar’ın “Bir Karabağ Türk’ü olan, Bakü’de doğmuş, büyümüş, Ermeni meselesine önem vermiş Ahmet Ağaoğlu ailesinden gelen Adalet Ağaoğlu” sözlerini hatırlatarak “Gerçi siz cevap hakkı doğduğunu programda söylediniz ama ben o anda cevap veremedim. Ailemin Azeri kökenli olduğu doğru değil, ayrıca insanların ırkının tartışılması bile kabul edilemezken artık soyağacını mı, soyadını mı tartışacağız.
Bu bir öğretim üyesi tarafından yapılmış yanlış değerlendirmedir” dedi ve bu hatayı düzeltmemi istedi. Aynı itirazı yazılı olarak STAR TV’ye de göndermiş.

Tabii canlı yayında ne kadar dikkat etseniz ve uyarsanız da konuşmacıların her sözünü düzeltmeniz veya örneğin “Adalet Ağaoğlu’nun soyunun Azerbaycan’la ilişkili olup olmadığını” bilmeniz mümkün değil. Ayrıca burada konuşan kişi bir araştırmacı tarih uzmanı... Kendi bilgisinden ve görüşünden söz ediyor, sözlerinden de kendisi sorumludur. (Daha sonra onunla da konuştum, Azerbaycan’da doktora tezlerinde bile bu bilginin kullanıldığını, söylediklerinde hakaret ya da küçük düşürme olmadığını bildiriyor.)

Bunları Adalet Hanım’a aktardıktan sonra ‘Buyrun hem sizi, hem de Aygün Attar’ı davet edeyim, programda hatayı kendiniz düzeltin, bu imkanı verelim’ dedim.

“Ben edebiyatçıyım, artık siyasi programa katılmam” cevabını alınca dayanamayarak ben de ‘Siyasi programa katılamayan bir edebiyatçının; Türkiye’ye çok ciddi siyasi kayıplar verdirecek, ancak tarih uzmanlarının, araştırmacılarının karar verebileceği, ayrıca gerçeklere dayanmayan bir tarihle bağlantılı özür kampanyasına nasıl katılabildiğini’ sordum.

Ermeni Patrikhanesi bilmiyor mu?

Öyle ya “edebiyatçıyım, siyasi programa katılmam, siyaset konuşmam” diyorsanız siyasi ve üstelik tarihi bir konuda, hem de Türkiye Ermenileri Patrikhanesi’nin bile ‘olanları tarihe bırakalım’ dediği bir konuda nasıl bu kadar emin şekilde imza atabilirsiniz?

“Kendi adıma” dediğiniz ama sonuçta diğer devletler tarafından “Türkiye’den aydınlar ve onbinlerce kişi de soykırımı kabul etti ve özür diledi” şeklinde kullanılacak bir harekete katkıda bulunma hakkını kendinizde nasıl görebilirsiniz?

Kaldı ki bu kampanyayı başlatanlar, yıllarca tüm arşivleri araştırarak “Ermeni tehciri sırasındaki olaylara soykırım denemez” açıklamasını yapan Türk ve (aralarında Andrew Mango, Justin Mc Carthy, Stanford Shaw, Bernard Lewis gibi dünya çapında ünlü tarih uzmanları bulunan) yabancı tarihçilere “resmi tarihçi”, “Türkiye’nin devlet tezini savunuyor” gibi etiketler yapıştırıp onları bile tu kaka ilan ederken, gazeteci, yazar, kebapçı, mühendis gibi meslektekiler hangi hakla tarih özürü dileyebilir?

Bunları konuşurken Adalet Ağaoğlu bana “aydın kime denir” konusunda uzun bir açıklamaya girişip “düşüncesini çekinmeden, açıkça söyleyebilen kişilere aydın dendiğini” söyleyince ona benim “bilim eğitimi almış bir gazeteci” olduğumu, belgelere dayanmayan bir tarih hareketine imza atanların da aydın tarifine uyduğuna inanmadığımı bildirdim.

Eğer sadece onun tarifi ile aydın olunuyorsa Türkiye’de en az 50 milyon aydın olmalı, zira maşallah her konuda müthiş bir cesaretle ileri geri konuşan, aklına eseni olduğu gibi söyleyen çook kişi yaşıyor bu ülkede...

Aydın; bilgisiyle, görgüsüyle, ilkeleri, belgeleriyle toplumun önünde giden, doğru yolu bilimsel olarak gösterebilen kişilere denir.

Sonuç olarak; Adalet Ağaoğlu’nun Karabağlı Ahmet Ağaoğlu ailesiyle bir ilgisi yokmuş, kendi ifadesiyle bunu anlatıyor.

Ben de sizlere duyuruyorum.

Her ne kadar Ermeni çetelerinin 1915 öncesi ve sonrasında Türklere, Hocalı’da Azerilere yaptıkları katliamları bilmek ve tek taraflı karar vermemek için Karabağ’dan, Hocalı’dan olmak gerekmiyorsa da!
RUHAT MENGİ

No comments: