Thursday, December 18, 2008

Eyvah Başbakan “Ermenicilere” de çattı!..

NİYE “Eyvah!!” ki..?
Arz edelim, patronlar kulübü ile dalaşacaksın, “IMF’den al bana ver” teklifine direneceksin!..
Çıkacaksın “Tek vatan, tek millet, tek bayrak” diyeceksin “...
etnik milliyetçiliğğe karşı” duruş sergileyeceksin...
Yetmeyecek!..
Diaspora “Çıkıntılarının” fon bordroları gereği “Duygusal” saldırılarına karşı duracaksın!..
Ermenicilerin ortaya çıkışına “Ben şahsen başlatılan kampanyaya katılmıyorum, desteklemiyorum.
Suç işlemedim ki özür dileyeyim...” diye set çekeceksin...
Aha işte “Eyvah!” için sıra sıra sebep!..
Güç odakları, Başbakan’ın koltuğunu zangır zangır sallamak için saldırıları yoğunlaştıracaklardır!..
Hep böyle olmuştur ve de böyle olacaktır!.. “... vay terket dedi!..” diye dalarak ince ince başlamışlardı ve artık bu lobiciler kendisine “Faşist” demeği deneyecek, sindirmek isteyeceklerdir...
Ve de göreceksiniz, bu “Saldırı”lar sırtındaki “Beslemelerle” yoğunlaşacaktır...
Yandaş medyaya, bol maaşlarla yığılan mangalardan yükselecek seslere iyi bakınız!..Ve zaten bu “Ekip” dün ortalığa çıkmıştı da!.. Başbakan, önceki gün, TBMM Genel Kurulu’nda DTP’lilere verip veriştirmişti...
Demişti ki mesela; “Değerli arkadaşlar, biz millet kavramını bir yerlere yediremeyiz, biz vatan kavramını bir yerlere yediremeyiz ve bu vatanı da kusura bakmayın böldürtmeyiz!..

Bunun yanında, yaptığınız toplantılarda bayrağımızı değil de farklı bayrakları getirmek suretiyle bu ülkeye ayrımcılık tohumlarını ekenlerin kendilerini çek etmesi lazım...
Bir diğer nokta da, devletimizi de bu noktada böldürtmeyiz...
”İşte bu sözleri nedeniyle, dün sabah bazı tv programlarında eleştirilmeye başlanılmıştı!.. “Başbakan milli duruşlara sapıyordu, bu ne biçim işti yahu!..
Valla uçar giderdi koltuğu!.. “Böyle mesajlar gönderilmeye başlamıştı!..
İlginç bir durumdur!.. Başbakan’a karşı “Dalışa” geçenlerin durumunu hep tekrarlamakta fayda var!.. Esamesi okunmayan sıradan tipler “... abdurrahman çelebi!” kadrosundan yaratılıp,”Yandaş” medya piramitlerine istif edildiler...
İşleri belliydi ve ve bu işlerin karşılığı zenginleşeceklerdi...
Öyle de oldu!..

Şimdi bu “Zenginleşen” devşirmeler, hani derler ya “... karnı doyunca ipi kalktı!” misali, oralarda neden “Oturtulduklarını” unutuveriyorlar da, genlerindeki “İhanet” tezahürünün dayatması ile ortalğıa dökülüyorlar...
Başbakan’a baş kaldırmalarının bir sebebi (zenginleşince gensel azma!..) bu ise bir başka sebebi de var!..
O da “... korkma dal biz arkandayız” garantisi aldıkları okyanusötesi-sınırötesi güçler!..
“‘Tek vatan, tek millet, tek bayrak’ demeyeceksin” diyorlar...
Başbakan söylüyor, “Diaspora’nın ekmeğine tereyağı süreceksin” diyorlar...

Başbakan şöyle diyor; “Yani yazarlar böyle bir kampanya başlatmış diye bunu kabul etmek bize göre değildir.
Ben şahsen kabul etmiyor ve desteklemiyorum.
Çünkü suç işlemedik ki özür dileyeyim. Tarihçilerin tartıştığı bir konu var ortada. Ben bu yazar çizerlerimizi anlamakta zorlanıyorum ve bu sadece ortalığı karıştırmak huzurumuzu kaçırmaktan başka bir işe yaramaz.
Bunun da özellikle altını çiziyorum. Ben bazı sorunları çözmek için atılan adımlar var, bunlar yanlış adımlardır.
Olaylara iyi niyetle yaklaşmak başka bişeydir, özür dileme olayı yalnız kişileri bağlar. Ortada böyle bir şey yokken böyle bir özür dileme noktasına gelmeyi ben mantıksız buluyorum...
”Hadi bakalım, ayıkla pirincin taşını...

Benim hatırlayabildiğim, hiçbir başbakan, böyle yoğun saldırıyı göğüsleyemedi, dağıldı gitti!..Patronlar kulübü-diasporacılar-bölücü çeteler, AB güçleri hep beraber seferber, geliyorlar...
Büyük başlar, akvaryumlarındaki piranaları Başbakan’ın paçalarına doğru atmış bulunuyor...
Brütüs hançerleri de sırtına doğru!..

No comments: