Wednesday, December 24, 2008

“Özür Bildirisi”nin imza fiyaskosu...

Hasan Pulur
Olaylar ve İnsanlarh.pulur@milliyet. com.tr

24 Aralık Çarşamba 2008

DUYAR duymaz irkildik.
Hani bir deyim vardır ya, “Tüylerim diken diken oldu!” diye, öyle olduk.

Dostumuz ısrarlıydı, biz “Olmaz öyle şey!” dedikçe, o dayatıyordu:“Prof. Dr. Halil İnalcık da Ermeniye özür bildirisini imzalamış!”

“Sen gördün mü, kim görmüş?”

“Filan, internet sitesinde görmüş!”

Yine inanmadık ama pazartesi sabahını zor ettik, tarih âlimi “İnalcık Hoca”yı bulduk, sorduk:“Hocam, sizin bu bildiriyi imzaladığınız söyleniyor!
”Keşke yüz yüze olsaydık da “İnalcık Hoca”nın tepkisini yüzünden görebilseydik:“Yok böyle bir şey, ben böyle şeyi imzalar mıyım, uydurmuşlar!”
“Evet hocam, uyduruyorlar!”* * *

KİMLERE imzalatmadılar ki, 33 yıl önce Paris’te Asala’nın şehit ettiği merhum büyükelçi İsmail Erez’e bile imzalattılar.Pazar günü “Vatan” yazarı Ruhat Mengi televizyon programında hırsından ekrandan dışarı çıkacaktı, çünkü onu da imzalayıcılar arasında göstermişlerdi.
Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, milli güreşçi, milletvekili Hamza Yerlikaya, sinema oyuncusu Cüneyt Arkın, şarkıcı Gülben Ergen, “Kurtlar Vadisi”nin Polat Alemdar”ı Necati Şaşmaz..

.Kim bilir daha kaç kişinin “Ermenilerden özür dileyen” kampanyada adı vardı.
Yalandı!

Meğer bazıları kampanyayı düzenleyenlere sabotaj yapmışlar, internet sitesine adlarını girmişler.Şu ciddiyete bakın...* * *

BU kampanya kime yarar?Ermenilere yarar.
Bugün, yarın, Ermenilerle görüşmek için masaya oturacak olan TC devletinin eli zayıflar, “Sizde de, bizim gibi düşünenler var, gelin vazgeçin, önce özür dileyin, sonra tazminat verin, toprak isteği daha sonra gelecek...” demezler mi?Ama büyükelçilerin tepkisiyle kayanın ne kadar sert olduğunu anladılar, bu kaya, daha çok kafa yarar...

Cumhurbaşkanı Gül de ilk günkü “Ne şiş yansın, ne kebap!” açıklamasından, hemen ertesi gün lafını düzeltince, Dışişleri de ona uydu, lafın özeti, “bomba” ellerinde patladı.* * *

BİR de kendilerini savunuyorlar:“Biz soykırım demedik (Büyük Felaket) dedik.“Büyük Felaket” deyiminin, Ermeni siyasi sözlüğünde “soykırım” anlamına geldiğini sanki bilmezler, ya da bilen yok!* * *VE Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tepkisi...

O kampanyayı kabul etmiyorum, desteklemiyorum, onun yanında yer almam. Herhalde onlar böyle bir soykırım işlemiş olacaklar ki özür diliyorlar. Ama ne benim, ne milletimin, ne ülkemin böyle bir sorunu yok!”

Vay efendim, Başbakan nasıl böyle der?

Birkaç yıl önce aynı Başbakan eleştirilirken, onlar ne diyorlardı:“Bildiğiniz gibi değil, Tayyip Erdoğan artık değişti!”

Eeee, şimdi de değişmiş olamaz mı?Adam onlardan mı izin alacak “Biraz değişeyim!” diye...Zaten Başbakan da “Ben bu yazar çizer takımını anlamakta doğrusu zorlanıyorum” demiyor mu?

Bırakın adamın yakasını, eteğine yapışacak birini hemen bulursunuz, “ahparikler” hazır bekliyor.

No comments: