Monday, December 22, 2008

İşleri Çığırından Çıkaran İktidar

Neval Kavcar

301. madde Orhan Pamuk, Elif şafak gibi “Türklüğe” hakareti görev haline getirmiş kişilerin yargılanmaması için AB’nin isteği ile değiştirildi. Tacizin yurt dışında yapılması halinde uygulanacak ceza kaldırıldı. İşte bu yüzdendir ki devlet adamlarımız bile yurt dışında demeç vermeye başladı.

Yurt dışına çıkıp devlet işleyişini şikayet eden Dış İşleri bakanımız, Anayasayı değiştiremediği için ABD’ye serzenişte bulunan Başbakanımız ve Abdullah Gül’ün Der Spiegel dergisine verdiği röportaj:

“Çok sayıda Kürt geçmişte kökenlerinden dolayı ayrımcılığa uğradı. Kürtçe konuşma ve yazmalarına izin verilmedi. Bugün durum değişti. Kürtlerin kültürel hakları güçlendirildi” dedi.( Hürriyet- 20 Ekim 2008)

Adım adım Kürtlerin tanınması eşiğini aşıyoruz. Aynı şekilde “Sözde Soykırım” dönemeçlerini de hızla geçiyoruz.

TESEV ve SOROS’un yemlediği turuncu aydınlar “ Özür Diliyorum” diyerek tarihi tahrif etmek istedi. “Atalarımızın Ermenilere soykırım yaptığını kabul ediyoruz” manasındaki o mesaj yetmedi, “asıl devlet özür dilemeli” dediler. Millet onlardan şikâyetçidir.

Dışişleri Bakanlığı ve Abdullah Gül önce “Her konu konuşulabilmeli” dediler, toplumsal infial üzerine ağız değiştirdiler.

“Her Konu konuşulabilmeli” ve “ 36 etnik köken” söylemleri ile toplumu ayrıştırmaya ve çatıştırmaya dönük tohumu atanlar, ok kendilerine yönelince soluğu mahkemede alıyor. Şahıslar millet ve devlet hayatını hiçe sayarken oralı olunmayacak, bumerang kendine yönelince “Kişilik haklarına hakaret olacak”. Bu nasıl bir çifte Standard böyle?

Her konu konuşulabilmeli ise “Canan Arıtman” da sözlerinden ötürü mahkemeye verilmemelidir. “Ermeni köken “ iddiası niçin hakaret kabul ediliyor. “Sözde soykırım” için özür dileyenlerin yaptığı meşru görülüyorsa, Canan Arıtman’da fikrini söyleyebilir. Kendisi Cumhurbaşkanına “Vatana ve millete sahip çık mesajı” verdiğini söylüyor, millet de bunu böyle algılamıştır.

Unutulmaması gereken ayrıntı ise, devletin Türklerce kurulduğu gerçeğidir. Adı da buna çağrışım yapmak üzere “Türkiye”dir. Bu topraklarda yaşayan vatandaşlar arasında yasal olarak ayrım olmadığı halde etnik kökenlerin sürekli bir şekilde, hem de Başbakan tarafından dillendirilmesinin amacı nedir? Fransa’yı Fransızlar kurmuştur, üniter devlettir. Fransız devlet adamları “etnik köken” vurgusu yapıyor mu sabahtan akşama?

Türkler, makamı da her ne olursa olsun kimsenin ülkeyi ayrıştırıcı şekilde farklılıkları bilemesini istememektedir. Bunu ayrımcılık ve Türkiye’yi bölmeye yönelik girişim olarak görmektedir.

AKP iktidara gelmeden önce “Türklük” laboratuarı mı kurulu idi? Ya da insanların kafatası mı ölçülüyordu? Kimse kimsenin ırki ve dini özelliği ile ilgili değildi.

“Farklılık zenginliktir “ diye diye toplumu ayrıştıran ve bu işleri başımıza açan zihniyet kendileridir.

Bugün şikâyetçi olmaya hakları var mıdır?

* * *

Her Fırsatta Türkleri Katleden Ermenilerden Özür Bekliyorum

“Geçmişte ve günümüzde, birçok zalim tarafından zulme maruz kalan Türkler adına, bunları yapanların ve bu zulümlere göz yumanların özür dilemesi gerektiğini düşünüyorum.Bu vahşetlere göz yumamayacağımı belirtiyor, tüm Türk Dünyası adına, bir Türk olarak özür bekliyorum!
http://www.ozurbekliyorum.com/

http://www.sonsayfa.com/Kose-Yazisi-isleri-cigirindan-cikaran-iktidar-738-48.html

No comments: